OMBUDSMAN: KAVRAM VE TARİHSEL GELİŞİM
Ombudsman kelimesinin İsveç dilince “temsilci olma” anlamında kullanılan “Ombuds” kelimesinden türediği belirtilmektedir (Akdemir, 2019: 3536). İdareyi denetlemek ile görevlendirilmiş Ombudsman, ilk olarak 18. yüzyılda İsveç’te ortaya çıkmıştır ve zaman içerisinde tüm dünyaya yayılmıştır. Mutlak bir tarafsızlık ve bağımsızlık içerisinde görevini yapan Ombudsman, parlamentoya karşı sorumlu konumdadır (Çalışkan, 2020: 1264).
Ombudsmanlık, İsveç’ten sonra 1919 yılında Finlandiya’da gündeme gelmiştir. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında devlet faaliyetlerinin artması, kamu kuruluşları ile alakalı şikayetlerinin de artmasını beraberinde getirmiştir. Bunun sonucunda ombudsmanlık kurumu diğer dünya ükelerinin de gündemine gelmeye başlamıştır (Karcı, 2016: 43).
Ombudsmanlık, yargı gücünün bir çeşit yansıması olup, hak ve adalet arayışının bir neticesi olarak ortaya çıkmıştır. Ombudsmanlık kurumu, modern devletlerde ortaya çıkan sorunların çözümünde, her geçen gün daha da etkin bir konuma gelmektedir (Demir ve Kalender, 2003: 245). Ülkelerin sahip olduğu kültürel, siyasal ve sosyal özelliklerine göre farklı biçimlerde uygulanmakta olan ombudsmanlık kurumu, Fransa’da ““Hakların Savunucusu (Défenseur Des Droits), Türkiye’de“Kamu Denetçisi” (Doğan, 2016: 42), İspanya’da “Halk Savunucusu (Defensor Del Pueblo), Avusturya’da “Halk Avukatı (Volksanwalt)”, Polonya’da “Yurttaş Hakları Savunucusu” (Erdoğmuş, 2006: 34)gibi farklı adlar almıştır.
Tablo-1:Ombudsmanlığı Kabul Tarihlerine Göre Bazı Ülkeler
Yıl | Ülke | Yıl | Ülkle |
1809 | İsveç | 1972 | Avustralya |
1919 | Finlandiya | 1973 | Fransa |
1952-1962 | Norveç (Askeri-Sivil) | 1981 | Hollanda, İspanya, İrlanda |
1955 | Danimarka | 1987 | Guatemala |
1967 | İngiltere | 1993 | Peru |
1970 | Kanada | 2012 | Türkiye |
Kaynak: (Yıldırım, 2019: 157, Tablo 3).
Ombudsmanlık kurumunun temel özelliği, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü öncelik kabul eden demokratik bir yapı olmasıdır. Ombudsmanlık, vatandaşların haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için çalışan yargısal olmayan bir kurum olarak işlev görür (Gişi, 2017: 7). Ombudsmanlık, uygulanan ülkelerde, modern devletlerin kamu politikalarına yönelik yapmış oldukları reformlara verilebilecek en güzel örneklerden biridir. Diğer yandan, ombudsmanın ülkedeki çalışma yöntemi, ombudsmanlık kurumuna karşı bilinç ve kurumun verimlilik düzeyi gibi konular, o ülkenin demokrasi konusunda kazanımlarını ve eksikliklerini göstermesi açısından önemlidir (Parlak ve Doğan, 2016: 13).
Ombudsman bir denetim organı olduğu kadar aynı zamanda vatandaşlar ve kamu otoritesi arasında bir arabuluculuk, halkla ilişkiler işlevi de görmektedir. Ombudsmanlık kurumunun gücünü parlamentoya dayandırması, meşruiyeti artırırken devlete karşı halkın yanında bir güven unsuru olarak yer edinmektedir (Parlak ve Doğan, 2016: 19). Ombudsmanlık kurumu, idarenin keyfi olarak, hukuksuz eylem ve davranışlarına karşı verdiği güvence ile vatandaş ve devlet arasında olumlu ilişkilerin gelişmesini sağlamaktadır (Ustakara, 2016: 30).
Bugün uluslararası seviyede, devlet düzeyinde ve yerel yönetim düzeyinde yer alan ombudsmanlara ek olarak, askeri, ticari, çocuk, basın ombudsmanları gibi uzmanlık alanlarına ayrılan ombudsmanlıklar da bulunmaktadır (Temizel, 1997: 39). Ombudsmanlık kurumu’na yönelik oluşan bu ilginin nedeni, II. Dünya Savaşı sonrasında devletlerin sahip oldukları işlevlerin artması, insan hakları konusunda artan ilgi ve halkın yönetime katılmadaki arzusunda meydana gelen artıştan kaynaklanmaktadır. Bu konu ile alakalı Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi’nin de desteklerinin artması, ombudsmanlık kurumuna olan ilgiyi artırmıştır (Temizel, 1997: 37).
ÜLKE SEÇİMİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
İsveç Ombudsmanlık Kurumunun Yapısal ve İşlevsel Yönleri
Modern anlamda ilk Ombudsman, 1713 yılında Kral XII. Charles tarafından İsveç’te atanmıştır. 1809 yılında ise İsveç Anayasası’na “justitieombudsman” (soruşturmacı) adıyla girmesiyle birlikte anayasal bir kurum halini almıştır (Gişi, 2017: 13). Böylece ombudsmanın yürütme organına bağlı kurum ve kuruluşları denetleme yetkisi benimsenerek ülke demokrasisi adına önemli bir adım atılmıştır (Kalkışım, 2016: 39). Ombudsmanlık kurumu ilk kurulduğu zaman Parlamento Ombudsmanlığı şeklinde yapılandırılmıştır. Zaman içerisinde yaşanan demokratik gelişimeler ve ihtiyaçlar doğrultusunda farklı alanlarda ombudsmanlık kurumları oluşturulmuştur. İsveç parlamentosu tarafından atanan ve dört ombudsmandan oluşan parlamento ombudsmanının yanında İsveç Hükümeti tarafından atanan çocuk hakları, engelliler, tüketici, fırsat eşitliği ve etnik ayrımcılıklar ile ilgili olmak üzere beş ayrı ombudsmanlık bulunmaktadır (Sevinç, 2015: 106).
Tablo-2: İsveç Parlamento Ombudsmanlığının Tarihsel İlerlemesi
Tarih | Konu |
1809 | Parlamento Ombudsmanlığı İsveç Hükümetine bağlı olarak kuruldu. |
1810 | İlk Parlamento Ombudsmanı (JO), Lars Augustin Mannerheim seçildi. |
1905 | Askeri Makamları denetlemek için bir Askeri Ombudsman (MO) kuruldu. |
1941 | Ombudsmanlar için görev süresi (JO & MO) bir yıldan dört yıla uzatıldı. |
1957 | Parlamento Ombudsmanına yerel yönetim makamlarını denetleme yetkisi verildi. |
1967 | Askeri Ombudsman Ofisi (MO) kaldırıldı ve Parlamento Ombudsmanlarının (JO) sayısı üçe çıkarıldı. |
1975 | Parlamento Ombudsmanlarının sayısı dörde çıkarıldı. |
Kaynak: İsveç ombudsmanlığı Resmi sitesindeki veriler alınıp derlenmiştir (https://www.jo.se/) (Erişim Tarihi: 13.11.2020).
İsveç’te 1905 Askeri Ombudsmanlık Kurumu’nun kurulmasıyla ombudsmanlık sayısı ikiye çıkmıştır. 1967 yılında Askeri Ombudsmanlığı kapatılmış, Parlamento Ombudsmanlarının sayısı üçe çıkarılmıştır. 1975 yılında yapılan değişiklik ile de Parlamento Ombudsmanı sayısı dörde çıkarılmıştır. Hali hazırda günümüzde dört Parlamento Ombudsmanı görev yapmaktadır (Tablo 2).
İsveç Parlamento Ombudsmanlığı Kurumu, parlamentonun siyasal denetim özelliklerinden bir kısmını kullanmaktadır. Bu kurum, İsveç kamu kuruluşlarının İsveç hukukuna uygun bir biçimde çalışmalarını garanti altına almak için kurulmuş ve her yıl yaklaşık 7000 başvuru almaktadır (Önen, 2015: 171). İsveç ombudsmanına başvuru için herhangi bir şekil zorunluluğu yoktur. Başvuru sahibinin İsveç vatandaşı olması ya da İsveç’te yaşaması zorunlu değildir. İsveç Ombudsmanlık Kurumu, sadece şikayet üzerine değil aynı zamanda alınan bir duyum ve gazete haberlerine göre de soruşturma, inceleme yapabilmektedir (Parlak ve Doğan, 2015: 129). İsveç Parlamentosu tarafından seçilen Ombudsmanlar, siyasi olarak bağımsızdır (Önen, 2015: 171). Ombudsmanlar sadece kendini seçen parlamentoya karşı sorumlu konumdadır. Parlamento gerekli gördüğü takdirde ombudsmanı görevden alabilir (Kocabaş, 2015: 60). Görevden alma kararı için yıllık raporları inceleyen komitenin (Rilksdag yasası mad. 10) talebi gereklidir (Demir ve Kalender, 2003: 256). Fakat bu güne kadar hiçbir ombudsman görev süresi bitmeden görevden alınmamıştır (Kocabaş, 2015: 60).
Görev Alanı
Ombudsmanlık “Parlamento Ombudsmanı” adı altında ilk kuruduğunda parlamento adına idareyi denetleme görevi yapmaktaydı. Zaman içerisinde görev alanında değişiklikler olmuş ve halkın şikayetlerini dinleyen, idare ile arasında yaşanan sorunların giderilmesine yardımcı olan bir görev üstlenmiştir (Kalkışım, 2016: 39).
Parlamento Ombudsmanı’nın görev ve yetkileriyle ilgili yasal hükümlere Anayasa’da, Parlamento Kanununda ve Parlamento Ombudsmanı Kanununda yer verilmiştir. İşveç Anayasasının 13. Bölüm 4. Maddesi’de şu şekilde belirtilmiştir; “Meclis tarafından belirlenen talimatlar doğrultusunda ve kamu hizmetleri kanunları içinde uygulamayı denetlemek için, Meclis bir veya birden fazla Ombudsman seçebilir. Ombudsman bu talimatlarda belirtilen durumları dikkate alarak tatbikat başlatabilir” (Yüce, 2020: 64).
İşveç Ombudsmanlığının çalışmaları, parlamento denetiminin bir bölümünü oluşturmaktadır. Parlamento denetiminin, parlamento ve ombudsmanlık arasında bölüşüldüğü söylenebilir. Parlamento, kabine ve bakanları denetler, ombudsman ise yerel yönetimleri ve kamu kuruluşlarını denetler (Karcı, 2016: 116). İsveç Parlamento Ombudsmanının yetki alanlarını şu şekilde sıralamak mümkündür;
- Merkezi ve yerel yönetimler,
- Bu kurumlardaki memur ve çalışanlar,
- İşe atanma bakımından kamu kurumlarının ilgi alanına giren kamu şirketlerinde çalışan memurlar ve diğer çalışanlar (Özden, 2010: 76).
Kurumun İdari Yapısı/Başvuru Süreci
İsveç Ombudsmanlık Kurumu içerisinde görev alanları yasada belirlenmiş dört ombudsman görev yapmaktadır. Bu ombudsmanların her biri kendi alanlarında uzman ve yetkili kişilerdir ve başlarında bir Baş Ombudsman bulunmaktadır. Her ombudsman kendi çalışmakta olduğu olduğu alanda tek yetkili kişidir. Ombudsmanlar Parlamento tarafından dört yıllığına seçilir (Karcı, 2016: 116). Dört yıllık görev süreleri dolan ombudsmanların tekrar seçilmeleri için yasal bir engel yoktur (Yıldırım, 2019: 72). Diğer yandan kurumda, avukatlar, sekreterler ve idari görevlerde çalışan yaklaşık 50 personel görev yapmaktadır (Karcı, 2016: 116).
Parlamento Ombudsmanı seçiminde özel şart aranmamaktadır. Kadın veya erkekler İsveç vatandaşı olma şartı ile bu göreve aday gösterilebilmektedir. Aday olacak kişinin hukukçu olma zorunluluğu olmamakla birlikte, ombudsman olarak seçilen kişiler genel olarak hukuk bilgisi olan avukat, hakim gibi kişiler arasından seçilmektedir (Yüce, 2020: 63). Bu genel bir zorunluluk olmamakla birlikte hukuk bilgisi bu alan için önemli görülmektedir. Ombudsman olacak kişinin toplum tarafından sevilen bir kişi olmasının yanında herhangi bir siyasi parti, grup ve dini grup ile yakın ilişkisinin olmaması gerekmektedir (Kocabaş, 2015: 59). Tüm ombudsmanlar, çalışmalarını “Parlemento Ombudsmanları Ofisi” adındaki tek bir ofiste yapmaktadır. Ofisin aldığı kararları sadece ombudsmanlar imzalayabilmektedir (Demir ve Kalender: 2003: 256).
İsveç ombudsmanının kesin karar verme yetkisi bulunmamaktadır. Kamu kurumlarının idari eylem ve işlemleri hakkında Hükümete ve Parlamento’ya öneriler sunabilmektedir. İsveç Ombudsmanlık Kurumu tarafından sunulan raporlar, medya tarafından yakından takip edilmekte ve üzerine değerlendirmeler yapılmaktadır (Parlak ve Doğan, 2015: 129).
İsveç ombudsmanlık kurumuna başvuru için herhangi bir şekil şartı olmamakla birlikte, yazılı ya da sözlü başvuru imkanı bulunmaktadır. Sistem genel olarak şikayet üzerine kurulu olsa da, bazı durumlarda ombudsman re’sen harekete geçebilmektedir. Şikayete konu olan olay üzerinden iki sene geçmeden başvuru yapılma zorunluluğu bulunmaktadır. Kuruma başvuruda bulunan kişiler gerçek kişi olabildiği gibi tüzel kişiler de olabilmektedir (Yıldırım, 2019: 172).
Türkiye Ombudsmanlık Kurumunun Yapısal ve İşlevsel Yönleri
Türkiye’de ombudsmanlık kurumumum kurulması için uzun yıllar tartışmalar yapılmıştır. Bu tartışmalar neticesinde 1970’lerden sonra yapılan düzenli beş yıllık kalkınma planlarında, bazı sivil toplum kuruluşlarının raporlarında ve siyasilerin yapmış olduğu açıklamalarda ombudsmanlık kurumunun kurulması yönünde önerilerde bulunulmuştur (Doğan, 2016: 44).
Türkiye’de ombudsmanlık faaliyetleri 2013 yılından itibaren Kamu Denetçiliği Kurumu ile yürütülmektedir. 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kanunu, 29.06.2012 Tarih ve 28338 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak hukuki statü elde etmiştir (Özekicioğlu, 2018: 168).
2013 yılından beri faaliyet gösteren Kamu Denetçiliği Kurumu’nun aldığı başvurular giderek artmıştır. Grafik 1’de 2013 yılından 2019 yılına kadar Kamu Denetçiliği Kurumu’nun aldığı başvuru sayıları yer almaktadır. 2013 yılından itibaren güncel rakamlar, 2019 en çok başvuru alan yıl olmuştur. E-devlet uygulamalarının yaygınlaşmasıyla kolay ve hızlı bir şekilde e-başvuru yolunun kullanılması, başvuru sayılarının artmasında önemli bir etmek olmuştur.
Görev Alanı
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun amaç ve kapsamı 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kannunu’nun 1. ve 2. Maddesinde açıklanmıştır. Buna göre kurumun amacı; Kamu kurunlarının hizmetlerinin sürdürülmesi aşamasında bağımsız ve etkili bir şikayet sistemi oluşturarak, idarenin bütün işlem ve eylemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı doğrultusunda, hukuka, hak ve adalete uygun olma durumu bakımından incelemek, araştırmak ve tavsiyelerde bulunmak olarak ifade edilmiştir (6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kanunu). Bu madde ile kamu denetçisi, vatandaşlar ve idare alanında meydana gelebilecek uyuşmazlıkları çözmek ve öneri sunmak ile görevlendirilmiştir (Gül ve Kılıç, 2016: 200).
Görev alanını net bir şekilde belirleyen kanun, aynı zamanda denetim yetkisinin kullanılamayacağı alanları da belirtmiştir. Buna göre aşağıda belirtilmiş olan organların görev ve eylemleri:
- Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile re’sen imzaladığı kararlar ve emirler,
- Yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler,
- Yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar,
- Türk Silahlı Kuvvetlerin sırf askeri nitelikteki faaliyetleri,
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun görev alanı dışında kalmaktadır (m.5/2).
Kamı Denetçiliği Kurumu’nun kapasite ve etkinliğini artırmak amacıyla, gelen şikayet başvuruları inceleme ve araştırmaya tabi tutulmadan önce ön değerlendirmeye tutulmaktadır. Bu değerlendirme sonucunda yanlış ve eksik başvurular elenmektedir. Kuruma başvuruda bulunulmadan önce idari başvuru yolları ile özel kanunların belirttiği zorunlu idari başvuru yollarının tüketilmiş olması gerekmektedir. İdari başvuru yolları tüketilmeden gelen başvurular, başvuru yapan kuruma geri gönderilir. Fakat Kamu Denetçiliği Kurumu, telafisi güç durumların doğma olasılığı olan hallerde, idari başvuru yolları tüketilmemiş olsa dahi başvuruyu kabul edebilir (Doğan, 2016: 46).
Kurumun İdari Yapısı/Başvuru Süreci
6328 sayılı Kamu Denetçiliyi Kanunu’nun ikinci bölümünün “Kuruluş” başlıklı 4.maddesinde, kurumun personel yapısı ve görev alanları yer almaktadır. Kurum, Başdenetçilik ve Genel Sekreterlikten oluşmaktadır. Kurumda bir Başdenetçi ve beş denetçinin yanı sıra Genel Sekreter ve diğer personeller görev yapmaktadır (Tekin, 2018: 82).
Kaynak: Kamu Denetçili Kurumu’nun 2019 yılı yıllık raporundan yararlanılmıştır. (ombudsman.gov.tr). (08.12.2020).
Başdenetçilik, bir baş denetçi ve ona bağlı denetçilerden oluşmaktadır. Kurumu Başdenetçi yönetmekte ve temsil etmektedir. İkinci ana yapılanması ise Genel Sekreterliktir. 6928 sayılı Kamu Denetçiliği Kanunu’na göre idari, mali ve sekreterya görevleri Genel Sekreterlik tarafından yürütülmektedir. Genel Sekreterlik bir büro ve dört birimden oluşmaktadır. Bunlar; Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler, Yönetim Hizmetleri, Strateji Geliştirme, Kurumsal İletişim Birimleri ve Yurtiçi Büroları (İstanbul)’dır (Kayhan, 2019: 98).
Başdenetçi ve denetçi seçilebilmek için; Türk vatandaşı olmak, seçimin yapıldığı günden itibaren Başdenetçi için elli, denetçi için ise kırk yaşını doldurmuş olmak gerekmektedir. Dört yıllık eğitim veren üniversitelerden mezun olmak, kamu kurum ve kuruluşlarında, uluslararası kuruluşlarda ya da özel kuruluşlarda on yıllık iş deneyimi sahibi olmak aranan diğer niteliklerdendir (Özer, 2017: 78). Bunun dışında kamu haklarından mahrum olmamak ve herhangi bir siyasi partiye üye olunmaması gerekmektedir. Başdenetçi, TBMM’de üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun sağlanması ile seçilir. Eğer ilk turda gereken çoğunluk sağlanamazsa ikinci tura geçilir. İkinci turda da üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu aranır. Üçüncü turda da gerekli çoğunluk sağlanmaz ise bu sefer üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. Salt çoğunluk sağlanamazsa en çok oy alan iki aday için dördüncü oyalama yapılır ve bu oylama sonucunda en çok oy alan aday Başdenetçi olarak seçilir (Özer, 2017: 79).
Başdenetçi ve denetçilerin görev süreleri dört yıldır. Başdenetçi ve denetçilere görevleri ile alakalı hiçbir kişi veya kurum emir veremez, genelge gönderemez, telkinde bulunamaz. Başdenetçi ve denetçiler, görevleri esnasında tarafsızlık ilkesine uyarlar. Başdenetçi ve denetçiler yemin ederek görevlerine başlarlar.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nda en önemli süreçlerden biri de başvuruların alınmasıdır. 2010 Anayasa referandumu neticesinde vatandaşa anayasal bir hak olarak tanınmıştır. Şikayet başvurusu esnasında başvurunun gizli olması talep edilebilir. Kurum bu gizlilik talebi hakkında gerekli tedbirleri almaktadır (Özer, 2017: 87).
Şikayetler Kurumun kendi internet sitesi üzerinden e-başvuru yoluyla yapılabileceği gibi e-devlet üzerinden de gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca şahsen kuruma giderek dilekçe yoluyla, e-posta ya da posta ile de başvuru da kabul edilmektedir (ombudsman.gov.tr). Şikayet başvurusunu şahsen yapma zorunluluğu yoktur. Bir vekil ya da kanuni temsilci tarafından yapılabilmektedir. Kuruma gelen başvurular konuya ilişkin incelemeye alınmadan önce ön değerlendirmeye tabi tutulur. Bu inlemede başvuru; süre, görev alanı, yargıya intikal edip etmediği, idari başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği ile ayaklı değerlendirilir. Daha öncesinde yargıya intikal eden şikayetler Kurumun görev alanı dışında kalmaktadır. Bu durumda ayrıntılı değerlendirme yapılmadan incelenemezlik kararı verilmektedir (Özer, 2017: 88).
Fransa Ombudsmanlık Kurumunun Yapısal ve İşlevsel Yönleri
Ombudsmanlık sisteminin uygunlandığı ülkeler arasında Fransa önemli bir yer tutmaktadır. 1970’lerin başından itibaren idareye yönelik şikayetlerin artması, devlet duyulan güvenin sarsılması ve idareye karşı hakkını aramak isteyen insanları savunan idari yargının yetersiz kalması neticesinde 1973 yılında çıkarılan bir yasa ile Fransa “Mediateur” (arabulucu) kurumu kurulmuştur (Kocabaş, 2015: 63). Devamında ise 4 Aralık 1976, 3 Ocak 1989 ve 6 Ocak 1999 yılllarında yapılan değişiklikler ile “Mediateur” sisteminin eksiklikleri giderilmiştir (Yüce, 2020: 95). Son olarak 2011 yılında yapılan köklü değişiklik ile “Mediateur” “Hakların savunucusu” (Défenseur des droits) ismini almıştır (Gül ve Kılıç, 2016: 189). “Hakların Savunucusu” terimi, kurumu ve onu yöneten kişiyi temsil etmektedir (Yüce, 2020: 96).
Fransa ombudsmanlık kurumunun görevi, kamu kuruluşları ile ilgili şikayeti olan vatandaşların başvurularını kabul etmek, kamu ile işbirliği içerisinde vatandaşların mağduriyetini gidermektir (Parlak ve Doğan, 2015: 133).
İlk Fransız Ombudsmanı (Mediateur) 1973 yılında atanmıştır. Kurumun bağımsızlığına vurgu yapmak amacıyla Ombudsmanın beraber çalışacağı meslektaşlarını kendisinin seçmesine izin verilmiştir (Yüce, 2020: 96). “Mediateur” Bakanlar Kurulu kararnamesi ile altı yıllık süre için tayin atanmıştır. Altı yıllık süresinin sonunda tekrar tayin edilmez. “Mediateur” görevi sırasında tam bağımsızdır. Görevi esnasında hiçbir yerden direktif ve emir alamaz (Kestane, 2006: 136). Bu kurumun faaliyetleri Sayıştay tarafından denetlenir. Sayıştay bu denetleme sonucunda bi rapor hazırlar ve bu rapor meclise sunulup kamu oyu bilgilendirilir (Demirkılınç, 2019: 28).
Hakların Savunucusu da, Meclis ve Senatonun görüşleri dikkate alınarak, Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Cumhurbaşkanı tarafından altı yıllık görev süresi için atanmaktadır. Görev süresinin uzatılması mümkün değildir. Görevlerinden dolayı Cumhurbaşkanı ve Parlamentoya karşı sorumludur. Görev yaptığı süre içerisinde herhangi bir başka görevde bulunamaz. Hakların Savunucusu Anayasa ile güvence altına alınan bağımsız bir otoritedir. Bu nedenle almış olduğu kararlar ve söylediklerinden ötürü yargılanamaz, aranamaz ve tutuklanamaz. Hükümetten ve ya herhangi bir baskı grubundan talimat almaz (Yüce, 2020: 97).
Görev Alanı
“Hakların Savunucusu”nun görev alanı, 2011-333 sayılı Kanunun 4. Maddesinde şu şekilde belirtilmiştir; “Hakların savunucusu, ayrımcılığa uğrayanları, güvenlik güçleri ile sorun yaşayanları, kamu hizmeti sunan birimlerle olan ilişkilerinde güçlük yaşayanları ve haklarına saygı gösterilmeyen çocukları savunmaktadır.“ Buna göre diyebiliriz ki “Hakların Savunucusu”nun 4 temel görevi bulunmaktadır (Gül ve Kılıç, 2016: 191). Bunlar;
- Kamu kurumları ve kamu hizmeti sunan kuruluşlarla olan ilişkilerde sorun yaşayanları savunmak.
- Haklarına saygı gösterilmeyen çocukları savunmak.
- III. Ayrımcılığa uğrayanları savunmak.
- IV. Güvenlik güçleri ile sorun yaşayanları savunmaktır.
Fransa Ombudsmanlık Kurumu sadece vatandaşların şikayetine istinaden harekete geçmektedir. Kurumun re’sen harekete geçme yetkisi yoktur. Kurumun bir yaptırım yetkisi bulunmamakla birlikte sadece öneri ve tavsiyede bulunabilmektedir. Bu nedenle diyebiliriz ki Fransa ombudsmanlık kurumunun herhangi bir karar alma gücü yoktur (Parlak ve Doğan, 2015: 133).
Kurumun İdari Yapısı/Başvuru Süreci
Kurumun başında “Hakların Savunucusu” vardır. Yardımcılar ve diğer çalışanlar ona karşı sorumludur. Her ne kadar “Hakların Savunucusu”na karşı bir sorumluluk söz konusu olsa da hiyerarşik olarak bir fark söz konusu değildir. Her bir yardımcı kendi uzmanı olduğu alanda görev yürütmektedir (Gül ve Kılıç, 2016: 195). Hakların Savunucusu, bu görevi yürütürken farklı bir kamu görevi yürütemez. Çalışacağı personeli, kamu ya da özel sektörden kendisi seçebilir. Seçilen bu kişiler görevleri sona erdikten sonra kendi işlerine dönebilir. Kurumun giderleri Başbakanlık bütçesinden karşılanmaktadır (Çakmak, 2008: 57).
Anayasa’nın 71-1 maddesinde belirtilmiş olan kurumlardan aldığı hizmetlerden zarar gördüğünü düşünen, gerçek kişi, tüzel kişi, direkt ya da derken hiçbir ücret ödemeden “Hakların Savunucusu”na başvuruda bulunabilmektedir. Doğrudan başvuru Médiateur’ün ilk kurulduğu zamanlarda mümkün değildi. Anaysa’nın 71-1 maddesinin değiştirilmesinden sonra doğrudan başvuru imkanı sağlanmıştır (Gül ve Kılıç, 2016: 196). Şikayette bulunacak kişiler ülke genelindeki temsilciliklere başvurup yüz yüze, doğrudan başvuru yapabilmektedirler. Ayrıca kurumun Resmi internet sitesinde bulunan formu doldurarak (formulaire.defenseurdesdroits.fr , 2020), ya da Paris’te bulunan genel merkeze posta yoluyla başvuru yapabilmektedirler.
Başvuru için herhangi bir zaman sınırı konmamıştır (Çakmak, 2008: 59). “Hakların Savunucusu”na başvuru yapmadan önce tüm idari başvuru yollarının tüketilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca başvuru sahibi şikayetini gerekçeli bir şekilde ortaya koymalıdır (Şengül, 2013: 79). Fransa vatandaşı olmayanların da Hakların Savunucusuna başvurmada herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir (Şengül, 2013: 81).
Polonya Ombudsmanlık Kurumunun Yapısal ve İşlevsel Yönleri
Polonya ombudsmanlığı 15 Temmuz 1987 yılında çıkarılan ve 1 Ocak 1988 yılında yürürlüğe giren ”Yurttaş Haklarının Korunması Komiserliği” kanunu ile yasal olarak kurulmuştur (Işıkay, 2004: 88). Ombudsmanlığın kurulması Polonya’da batı tipi demokrasiye geçiş içn önemli bir adım olarak görülmüştür (Erdoğmuş, 2006: 39). Polonya ombudsmanlığının eğer önemli tarafı ise merkez ve Doğu Avrupa’da ilk kurulan ombudsmanlık oluşudur (Parlak ve Doğan, 2015: 134).
Polonya halkı ombudsman kurumunun kurulmasına coşkuyla tepki göstermiştir. İlk zamanlar şikayet başvuruları günde 120-150’e gelmiştir. Sadece 1998’de ombudsman, 52.000’den fazla mektup ve yaklaşık 45.000 başvuru dilekçesi almıştır. Bu, nüfusun büyüklüğüne göre, eski, konsolide demokrasilerde ombudsmanlara yapılan şikayetlerin miktarını çok aşmıştır (Finkel, 2006: 19).
Görev Alanı
Polonya’da Yurttaş Hakları Savunucusu’nun görevi vatandaştan gelen şikayetler doğrultusunda bireylerin haklarını otoriteye karşı korumaktır (Parlak ve Doğan, 2015: 134). Yurttaş Hakları Savunucusu askeri ve idari birimleri denetleyebilmektedir. Yargıçların bağımsızlığına etki etmeyecek şekilde mahkemeleri de denetleme yetkisi bulunmaktadır. Ayrıca kanunların aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesine de başvuru yapabilmektedir (Işıkay, 2004: 88).
Polonya Ombudsmanlık Kurumu, Parlamento’ya kamu yönetimi ile alakalı önerilerde bulunabilmektedir. Ayrıca, kamu yönetiminin yanlış eylemleri karşısında eleştiride bulunabilmektedir. Polonya Ombudsmanlık Kurumu, ülkede bulunan güçlü basın yayın organları neticesinde kamuoyunun dikkatini kolay bir şekilde çekebilmektedir (Parlak ve Doğan, 2015: 134).
2.4.2. Kurumun İdari Yapısı/Başvuru Süreci
“Yurttan Hakları Koruma Komiserliği” kanununa göre, ombudsman beş yıllık bir süre için Polonya Parlamentosu’nun alt meclisi olan “Sejm” tarafından seçilir ve görev süresi bittikten sonra tekrar seçilebilmektedir. Ombudsman, görevin ahlaki değerleri ve sosyal duyarlılığı nedeniyle üstün bir yasal bilgiye ve yüksek derecede prestije sahip bir Polonya vatandaşı olmalıdır. Ombudsmanlar yalnızca kamu hizmeti faaliyetlerinin denetçileri değil, çoğunlukla insan ve medeni hakların koruyucuların da koruyucularıdır. “Polonya Komiseri” faaliyetlerinde politik olarak tarafsız ve bağımsız olmalıdır. Herhangi bir siyasi organizasyona ve başka bir pozisyona sahip olmamalıdır. Komiser yasal dokunulmazlığa sahiptir. Sadece parlamentoya karşı sorumludur ve çok özel koşullar altında ve sadece en az beşte üç çoğunluk tarafından Sejm tarafından görevden alınabilir. Komiserin yasal değişiklikler önerme hakkı vardır ve insan hakları ile ilgili konularda Yüksek Mahkeme ve Anayasa Mahkemesine itiraz edebilir (Finkel, 2006: 17).
Haklarının kamu kurumları ve devlet tarafından ihlal edildiğini düşünen herkes Polonya Ombudsmanlığına başvuruda bulunabilir. Ombudsmanlık görevinden 2015 yılından beri Adam Bodnar bulunmaktadır. Ofis bünyesinde yaklaşık 300 kişiyi istihdam etmektedir (Ombudsman Report, 2018).
SEÇİLİ ÜLKELERİN KARŞILAŞTIRILMALI ANALİZİ
İsveç, Fransa, Türkiye ve Polonya Ombudsmanlık Kurumunlarının temel özellikler ve nitelikleri bakımından ayrıntılı olarak incelenirken bazı özellikler bilhassa ön plana çıkmıştır. Bunlar; Bir yasa ile kurulması, yıllık rapor, yaptırım gücü, başvuru yolları, belirli görevleri yerine getirme, bağımsızlık ve tarafsızlık, kamuoyu ilişkisidir.
İncelenmiş olan ülkeler belirtmiş olduğumuz bu 7 madde çerçevesinde incelenmiştir. Aşağıda Tablo 3’te görmüş olduğunuz ombudsmanlık kurumlarının belirtilmiş bu 7 özellik üzerinden karşılaştırılması yapılmıştır. Bu sayede bir ombudsmanlık kurumunda olması gereken temel özelliklerin seçili ülkelerde uygulanıp uygulanmadığı analiz edilmiştir.
Tablo-3: Seçilmiş Ülkelerin 7 temel özellik bakımından karşılaştırılması
İsveç | Fransa | Türkiye | Polonya | |
Bir Yasa ile Kurulma | + | + | + | |
Yıllık Rapor | + | + | + | + |
Yaptırım Gücü | + | + | + | + |
Başvuru Yolları | + | + | + | + |
Belirli görevleri Yerine Getirme | + | + | + | + |
Bağımsızlı ve Tarafsızlık | + | + | + | + |
Kamuoyu İlişkisi | + | + | + | + |
Çalışmada seçilen ülkeler Ombudsmanlık Kurumu’nun tarihsel gelişiminde dünya uygulamalarında önemli bir yere sahip ülkeler göz önünde bulundurularak seçilmiştir. İsveç, Ombudsmanlık Kurumu’nun ilk kez hayata geçirildiği ülke olması bakımından Ombudsmanlık incelemeleri açısından oldukça önem arz eden bir ülkedir. Fransa, iyi işleyen bir idari yapının yanında Ombudsmanlık kurumuna ihtiyaç duymuş ve bunu hayata geçirmiştir. Türkiye, Ombudsmanlık uygulamasını hayata geçiren en genç ülkelerden biri olması nedeniyle önemlidir. Polonya, Ombudsmanlık uygulamasını ilk uygulayan doğu Avrupa ülkesi olması açısından dikkat çekmektedir.
SONUÇ
Kökeni 18. Yüzyıla kadar uzanan ombudsmanlık, 1709 yılında ilk olarak İsveç’te kurulmasından sonra zamanla tüm dünyada benimsenen bir kurum halini almıştır. Ombudsmanlık, uygulanan ülkelerin siyasi yapısı, kültür ve hukukuna göre farklı işlevsel özellikler gösterse de, incelemeler sonucunda genel bir yön, özellik ve nitelikler ortaya çıktığını görmekteyiz. Bu çalışma, ombudsmanlık kurumlarının bu temel özellikle ve yönlerini ortaya koymayı amaçlamıştır.
Ombudsmanlık, günden güne yaygınlaşan ve devletlere demokratik bir hukuk devleti olma yolunda yol gösteren bir yapı olarak kendini göstermektedir. Ombudsman, idari yargının yerini alacak bir yapı olarak değil, onun işleyişine katkıda bulunan, dava yükünü azaltacak yardımcı bir kurum olarak düşünülmelidir.
Çalışmanın birinci bölümünde hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik ülkelerde siyasal ve yönetsel organlar karşısında bağımsız bir kurum olarak karşımıza çıkan Ombudsmanlığın tarihinden ve kavramsal olarak tanımından bahsedilmiştir. Bir sonraki bölümlerde seçili ülkelerin Ombudsmanlık Kurumlarının yapısal ve işlevsel yönlerinden, görev alanlarından bahsedilmiştir. Bunun sonucunda Ombudsmanlık Kurumu’nun farklı ülkelere farklı adlar ve işleyişler ile kendine has özellikler ve nitelikler gösterdiği belirlenmiştir.
Sonuç olarak, Ombudsman farklı coğrafya, ülke ve sistemlerde bulunmasına rağmen, ortak bir yön ve özellik barındırmaktadır. Bu sahip olunan ortak özellikler, ombudsmanın dünya ülkelerine yayılması ve uygulanabilirliği açısından bir fırsat olarak görülebilir.
KAYNAKÇA
Akdemir, D. Ş. (2019) .Uluslararası Alanda Ombudsmanlık Kurumu ve Türkiye. MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8(4), 3533-3552.
Çakmak, C. (2008). Kamu Denetiminde Kamu Denetçiliği (Ombudsman) Kurumunun Türkiye’de Yeri ve Önemi (Doktora Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Çalışkan, A. Z. (2020). Ombudsmanlık ve Avrupa Birliği Ombudsmanı. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 28(3), 1263-1302.
Demir, L., & Kalender, R. (2003). Ombudsmanlık Kurumunun Avrupa Birliği ve Türkiye’deki Konumu. Genç Hukukçular Hukuk Okumaları Birikimler I, Ed. Muharrem Balcı, İstanbul.
Demirkılınç, A. (2019). Türkiye’de Kamu Denetçiliği Kurumu Ve Etkinliği, (Yüksek Lisans Tezi). Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Doğan, K. (2016). Türkiye Ombudsmanı: Yapısal Kurumsal ve İşlevsel Yönleri. The Journal of International Scientific Researches, 1(1), 41-49.
Erdoğmuş, O. Y. (2006). Kamu Yönetiminde İdari ve Denetsel Açıdan Ombudsman Kurumu: Türkiye Örneği (Doktora Tezi). Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Anabilim Dalı.
Finkel, E. (2006). Defending rights, promoting democracy: the institution of ombudsman in Poland, Russia and Bulgaria. European Forum at the Hebrew University, Helmut Kohl Institute for European studies.
Gişi, S. (2017). Ombudsmanlık Kurumu, İsveç ve Fransa Ülke Uygulamaları ile Avrupa Ombudsmanı Üzerine Bir İnceleme. Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi, 2, 1-42.
Gül, H., & Kılıç, R. (2016). Fransa Tecrübesi Perspektifinden Türkiye’de “Kamu Denetçiliği”. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (49), 183-213.
Human Rights in Poland. (2018). Summary of the Ombudsman Report.
Işıkay, M. (2004). Avrupa Birliği Hukuku’nda Ombudsman (Yüksek Lisans Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Avrupa Birliği Anabilim Dalı, İzmir.
Kalkışım, H. M. (2016). Ombudsmanlığın Beşiği: İsveç, Editör: Bekir Parlak ve Kadir Caner Doğan, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 35-52.
Karcı, Ş. M. (2016). Ombudsman: İskandinav Modelleri ve Türkiye Uygulaması. Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Kayhan, E. (2019). Ombudsmanlık: Türkiye ve ABD uygulamaları (Yüksek Lisans Tezi), Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Kestane, D. (2006). Çağdaş bir denetim organizasyonu olarak ombudsmanlık (kamu denetçiliği). Maliye Dergisi, 151(2), 128-142.
Kocabaş, E. (2015). Ombudsmanlık: Avrupa Birliği Ülkeleri ve Türkiye Uygulamalarının Karşılaştırılması ve Öneriler (Doktora Tezi), İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Önen, S. M. (2015) Ombudsmanlık Kurumu: İsveç Parlamento Ombudsmanlığı İle Kamu Denetçiliği Kurumu’nun Denetim Alanları Ve Kararlarının İncelenmesi. İnönü University International Journal of Social Sciences, 165-186, 4(1).
Özden, K. (2010). Ombudsman (Kamu Denetçisi) ve Türkiye’deki Tartışmalar. Seçkin Yayınları.
Özekicioğlu, S. (2018). Ombudsmanlık Mekanizmasının Gelişimi: Avrupa Birliği Ve Türkiye Bağlamında Değerlendirilmesi. Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 16(1), 158-175. Doi: http://dx.doi.org/10.11611/yead.392285
Özer, M. A. (2017). Avrupa Ombudsmanı Ve Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu: Mukayeseli Bir İnceleme. Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, (31), 65-96.
Parlak, B., ve Doğan, K. C. (2015) Ombudsman Kavramı Ve Seçilmiş Ülkelerde Ombudsmanlık Uygulamaları: Temel Yön, Nitelik Ve Özellikler Üzerine Bir Değerlendirme. Türk İdare Dergisi, 121-148, (480).
Parlak, B., ve Doğan, K. C. (2016). Ombudsman: Kavram ve Tarihsel Gelişim. Karşılaştırmalı Ombudsman İncelemeleri, Editör: Bekir Parlak ve Kadir Caner Doğan, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 19-24.
Şengül, R. (2013). Kamu Yönetimi İle Birey İlişkilerinin Dönüşümüne Ombudsman Kurumunun Etkisi. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 18(3), 71-88.
Sevinç, İ. (2015). Kamu Yönetiminin Denetlenmesinde Yeni Bir Yöntem Olarak Ombudsmanlık Kurumunun Uygulanabilirliği. Suleyman Demirel University Journal of Faculty of Economics & Administrative Sciences, 20(4).
Tekin, D. (2018). Türkiye’de Kamu Denetçiliği Kurumu’nun Etkinliği (Doktora Tezi), İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, İstanbul.
Temizel, Z. (1997). Yurttaşın Yönetime Karşı Korunmasında Bağımsız Bir Denetim Organı: Ombudsman. IULA-EMME, İstanbul.
Ustakara, F. (2016). Ombudsman, Kamu Yönetimi ve Birey: Halkla İlişkiler Odaklı Bir Yaklaşım, Editör: Bekir Parlak ve Kadir Caner Doğan, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 25-31.
Yıldırım, F. (2019). Arabuluculuk ve Ombudsmanlık. Seçkin Yayınları, Ankara.
Yüce, N. (2020). Ombudsman Dünya Örnekleri ve Türkiye’de Kamu Denetçiliği Uygulaması, Gazi Kitabevi, Ankara.
İnternet Kaynakları
https://formulaire.defenseurdesdroits.fr/code/afficher.php?ETAPE=accueil_2016 (Erişim Tarihi, 15 Aralık 2020).
https://www.ombudsman.gov.tr/kdk-pdf/2019_yili_yillik_rapor/mobile/index.html (Erişim Tarihi, 8 Aralık 2020).
İlk yorum yapan siz olun