İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Siyaset Bilimi Terimleri Sözlüğü

Egemenlik (Sovereignty): Devletin kendi toprakları üzerinde mutlak otoriteye ve bağımsız karar verme yeteneğine sahip olma durumu.

Demokrasi (Democracy): Halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelir; vatandaşların seçim yoluyla temsilcilerini seçmesi temel alınır.

Liberalizm (Liberalism): Bireysel özgürlüğü, serbest piyasayı ve sınırlı devlet müdahalesini savunan ideoloji.

Otoriterizm (Authoritarianism): Bireysel özgürlüklerin sınırlı olduğu, iktidarın sıkı merkezi kontrol ile yürütüldüğü yönetim sistemi.

Totalitarizm (Totalitarianism): Devletin tüm toplumsal, ekonomik, ve kültürel alanları tamamen kontrol ettiği ve bireysel özgürlüklerin çok sınırlı olduğu yönetim biçimi.

Federalizm (Federalism): Merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin anayasal olarak yetki paylaşımı yaptığı yönetim şekli.

Milliyetçilik (Nationalism): Ulusal çıkarları ön planda tutan ve ulusal kimliğe vurgu yapan ideoloji.

Sekülerizm (Secularism): Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını savunan ve kamusal yaşamda dinin rolünü sınırlayan görüş.

Meşruiyet (Legitimacy): Bir hükümetin veya otoritenin halk tarafından kabul edilip desteklenmesi.

Bürokrasi (Bureaucracy): Devlet işlerinin yürütülmesi için hiyerarşik ve kurallara dayalı yapıda örgütlenmiş kamu yönetimi.

Popülizm (Populism): Halkın taleplerini merkeze alan ve çoğunlukla elit karşıtı söylemlerle hareket eden siyasi yaklaşım.

Çoğunlukçu Demokrasi (Majoritarian Democracy): Karar alma süreçlerinde çoğunluğun etkili olduğu, çoğunluğun taleplerine göre yönetilen demokrasi türü.

Küreselleşme (Globalization): Ekonomik, kültürel ve siyasi alanlarda uluslararası etkileşimlerin artması ve sınırların daha geçirgen hale gelmesi süreci.

Temsilî Demokrasi (Representative Democracy): Halkın, kendilerini yönetmesi için temsilciler seçtiği demokrasi türü.

Sivil Toplum (Civil Society): Devlet dışında kalan, vatandaşların oluşturduğu örgütlü toplumsal yapı.

İdeoloji (Ideology): Toplumsal, ekonomik ve siyasi dünya görüşlerini şekillendiren düşünce ve inançlar bütünü.

Devlet (State): Belirli bir coğrafi alanda egemenlik hakkına sahip olan ve merkezi bir otoriteye bağlı kurumların toplamı.

Anayasa (Constitution): Devletin yapısını, işleyişini ve birey haklarını belirleyen temel hukuki belge.

Çoğulculuk (Pluralism): Toplumda farklı çıkar gruplarının siyasal süreçte temsil edilmesini savunan görüş.

Ulus-Devlet (Nation-State): Belirli bir millete dayanan ve egemen olan devlet yapısı.

Gerilla Savaşı (Guerrilla Warfare): Düzenli ordulara karşı küçük, hareketli gruplarla sürdürülen asimetrik savaş yöntemi.

Siyasi Kültür (Political Culture): Bir toplumun siyasi değerleri, inançları, normları ve davranışları bütünü.

Hegemonya (Hegemony): Bir ülkenin ya da grubun başka ülkeler veya gruplar üzerinde baskın hale gelmesi.

Rejim (Regime): Bir devletin yönetim biçimi; örneğin demokrasi, otoriterizm veya totalitarizm.

Yargı (Judiciary): Hukuk sistemini yürüten ve yasaların yorumlanmasından sorumlu olan adli organlar sistemi.

Seçim Sistemi (Electoral System): Oyların, parlamentoya veya diğer temsil kurumlarına nasıl yansıyacağını belirleyen sistem.

Çıkar Grupları (Interest Groups): Belirli bir amaca ulaşmak için siyasi süreçleri etkilemeye çalışan örgütlü gruplar.

Gerrymandering: Seçim bölgelerinin belirli bir partinin lehine olacak şekilde sınırlarının değiştirilmesi.

Kamuoyu (Public Opinion): Toplumun genelinin bir konu hakkında sahip olduğu görüş veya eğilimler.

Referandum: Halkın belirli bir konuda doğrudan oy kullanarak karar vermesi.

Dış Politika (Foreign Policy): Bir devletin diğer devletlerle olan ilişkilerini düzenleyen politika.

Askerî Darbe (Military Coup): Silahlı kuvvetlerin hükümeti zorla devirip yönetime el koyması durumu.

Özgürlükçü Demokrasi (Liberal Democracy): Birey hak ve özgürlüklerinin anayasal güvencelere sahip olduğu demokrasi türü.

Çoğunluk Sistemi (Majority Rule): Çoğunluğun karar almasını esas alan yönetim ilkesi.

Çoğunlukçu Sistem (Majoritarian System): Çoğunluk esasına dayanan, en çok oy alan adayın veya partinin kazandığı seçim sistemi.

Azınlık Hakları (Minority Rights): Çoğunluğun egemen olduğu sistemlerde, azınlık gruplarının temel haklarını koruma ilkesi.

Üstünlükçü Demokrasi (Elitist Democracy): Siyasal gücün seçkin bir sınıf veya grup tarafından elde tutulduğu demokrasi türü.

Devletçilik (Statism): Ekonomik ve sosyal hayat üzerinde devletin kontrolünü savunan ideoloji.

Mülteci (Refugee): Kendi ülkesinden, özellikle siyasi baskı nedeniyle kaçmak zorunda kalan birey.

Üçüncü Dünya Ülkesi (Third World Country): Soğuk Savaş döneminde ABD veya SSCB etkisi altında olmayan, gelişmekte olan ülkeleri tanımlayan terim.

Anarşizm (Anarchism): Merkezi otoriteye karşı olan ve bireyin özgürlüğünü ön planda tutan siyasal düşünce.

Sosyal Sözleşme (Social Contract): Bireylerin bir devlet altında yaşamak için özgürlüklerinden feragat ettiğini öne süren düşünce.

Küresel Güney (Global South): Gelişmiş ülkeler dışında kalan, çoğunlukla Güney Yarımküre’de yer alan ülkeler.

Monarşi (Monarchy): Tek kişinin, genellikle kral veya kraliçe tarafından yönetilen hükümet biçimi.

Uluslararası İlişkiler (International Relations): Devletler arasındaki siyasi, ekonomik ve askeri ilişkileri inceleyen disiplin.

Oligarşi (Oligarchy): Siyasi gücün küçük bir grup tarafından kontrol edildiği yönetim biçimi.

Askeri Rejim (Military Regime): Devletin askeri güç tarafından yönetildiği yönetim şekli.

Kuvvetler Ayrılığı (Separation of Powers): Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden bağımsız olması ilkesi.

Yumuşak Güç (Soft Power): Bir devletin, kültürel ve diplomatik araçlarla diğer ülkeleri etkileme kapasitesi.

Realizm (Realism): Uluslararası ilişkilerde devletlerin kendi çıkarlarını önceliklendirdiği bir teorik yaklaşım.

Neo-liberalizm (Neo-liberalism): Serbest piyasa ekonomisini savunan, devlet müdahalesini en aza indirmeyi amaçlayan ekonomi politikası.

Birleşmiş Milletler (United Nations): Dünya barışını ve işbirliğini sağlamak için kurulan uluslararası örgüt.

Kuvvetli Devlet (Strong State): Devletin, toplum üzerinde yüksek derecede kontrol sahibi olduğu ve etkin şekilde işlediği devlet modeli.

Müdahalecilik (Interventionism): Bir devletin, başka bir devletin iç işlerine müdahale etmesini savunan görüş.

Temsiliyet Krizi (Crisis of Representation): Halkın temsilcilerinin çıkarlarını yansıtmadığına dair algı.

Siyasi Parti (Political Party): İktidar elde etmek ve belirli politikaları uygulamak amacıyla bir araya gelen örgütlü grup.

Faşizm (Fascism): Devlete mutlak bağlılık, otoriter yönetim ve milliyetçi ideolojiyi savunan siyasi akım.

Sosyal Refah Devleti (Welfare State): Devletin, vatandaşlarının sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir yapı sunması.

Denge ve Denetleme (Checks and Balances): Birbirini denetleyen ve sınırlayan farklı hükümet organlarının varlığı.

Küresel Yönetişim (Global Governance): Küresel sorunlara çözüm bulmak için uluslararası işbirliği ve örgütlenme.

İktidar (Power): Bireylerin veya grupların başkaları üzerinde etkili olma kapasitesi.

Siyasi Meşruiyet (Political Legitimacy): Bir hükümetin halk tarafından kabul görmesi ve desteklenmesi.

Çatışma Çözümü (Conflict Resolution): Ulusal veya uluslararası düzeydeki anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözme süreçleri.

Uzlaşma (Consensus): Çatışan taraflar arasında ortak bir karar veya çözümde anlaşma durumu.

Anti-Kolonyalizm (Anti-Colonialism): Kolonilere karşı bağımsızlık mücadelelerini destekleyen hareket.

Siyasi Rekabet (Political Competition): Farklı siyasi grupların iktidar için yarıştığı süreç.

Reformizm (Reformism): Toplumsal değişikliklerin barışçıl ve kademeli olarak yapılması gerektiğini savunan görüş.

İhtilal (Revolution): Hükümet veya toplumsal düzenin köklü bir şekilde değişmesi süreci.

Muhafazakârlık (Conservatism): Toplumdaki geleneksel değerlerin korunmasını savunan ideoloji.

Lobicilik (Lobbying): Çıkar gruplarının, hükümeti veya kamu politikalarını etkileme süreci.

İktisadi Bağımsızlık (Economic Independence): Bir ülkenin, diğer ülkelerden bağımsız ekonomik kararlar alabilme kapasitesi.

Kadın Hareketi (Feminism): Kadınların toplumsal, siyasal ve ekonomik eşitlik mücadelesi.

Jeopolitik (Geopolitics): Coğrafi faktörlerin, siyasi kararlar ve stratejiler üzerindeki etkisi.

Sivil İtaatsizlik (Civil Disobedience): Haksız olarak görülen yasalara karşı barışçıl bir şekilde direnme eylemi.

Kalkınma (Development): Bir ülkenin ekonomik ve sosyal refahını artırma süreci.

Sosyal Adalet (Social Justice): Toplumun tüm bireylerine eşit fırsat ve haklar sunulması ilkesi.

Yolsuzluk (Corruption): Kamu görevlilerinin, yetkilerini kendi çıkarları doğrultusunda kötüye kullanması.

Kitle İletişimi (Mass Communication): Siyasi mesajların geniş kitlelere iletilme süreci.

Özerklik (Autonomy): Bir bölge veya kurumun, bağımsız olarak kendi kendini yönetebilme yeteneği.

Diktatörlük (Dictatorship): Bir kişinin veya grubun tüm siyasi gücü elinde bulundurduğu yönetim biçimi.

Anarşi (Anarchy): Merkezi otorite yokluğu durumu.

Pasif Direniş (Passive Resistance): Haksız bir otoriteye karşı barışçıl bir şekilde direnme eylemi.

İkinci Dünya Savaşı (World War II): 1939-1945 yılları arasında gerçekleşen, küresel çapta etkili olan savaş.

Ulusal Egemenlik (National Sovereignty): Bir devletin kendi sınırları içerisinde bağımsız olarak karar alabilme hakkı.

Müdahelecilik (Interventionism): Bir ülkenin başka bir ülkenin iç işlerine müdahale etmesi.

Oyun Teorisi (Game Theory): Stratejik karar almayı analiz eden matematiksel model.

Sosyal Hareket (Social Movement): Toplumsal değişimi sağlamak amacıyla örgütlenmiş grup.

Neo-emperyalizm (Neo-imperialism): Modern dönemde büyük güçlerin ekonomik ve siyasi kontrolünü genişletme süreci.

Hakemlik (Arbitration): Taraflar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkları çözmek için tarafsız bir hakemin atanması.

Pasif İtaat (Passive Obedience): Yetkililere karşı sorgusuz itaat.

Dış Yardım (Foreign Aid): Bir ülkenin başka bir ülkeye yaptığı ekonomik veya teknik yardımlar.

Sınıf Mücadelesi (Class Struggle): Farklı sınıflar arasında ekonomik ve sosyal haklar için verilen mücadele.

Baskıcı Sistem (Repressive System): Toplumun kontrol altında tutulduğu ve bireysel hakların sınırlı olduğu yönetim şekli.