İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Çabaları ve Güncel Durum

Nükleer çağın başlangıcında, Amerika Birleşik Devletleri bu yeni silah üzerindeki tekelini sürdürmeyi umuyordu. Ancak atom bombası yapımına dair sırlar ve teknoloji kısa sürede yayıldı. ABD, ilk nükleer denemesini Temmuz 1945’te gerçekleştirdi ve Ağustos 1945’te Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki kentlerine iki atom bombası attı. Sadece dört yıl sonra, Sovyetler Birliği de ilk nükleer denemesini gerçekleştirdi. Bunu Birleşik Krallık (1952), Fransa (1960) ve Çin (1964) izledi.

Nükleer silaha sahip ülkelerin sayısının daha da artmasını önlemek amacıyla, ABD ve benzer düşüncedeki ülkeler 1968 yılında Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nı (NPT) ve 1996’da Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Antlaşması’nı (CTBT) müzakere etti.

Hindistan, İsrail ve Pakistan NPT’yi hiç imzalamadı ve bu ülkelerin nükleer silah cephaneleri mevcut. Irak ise 1991 Körfez Savaşı’ndan önce Saddam Hüseyin yönetiminde gizli bir nükleer program başlattı. Kuzey Kore, Ocak 2003’te NPT’den çekildiğini açıkladı ve o tarihten bu yana gelişmiş nükleer silah denemeleri gerçekleştirdi. İran ve Libya, antlaşmanın hükümlerini ihlal ederek gizli nükleer faaliyetler yürüttü; Suriye’nin de benzer faaliyetlerde bulunduğuna dair şüpheler var.

Yine de nükleer silahların yayılmasını önleme konusundaki başarılar, başarısızlıklardan fazladır. On yıllar önce yapılan karamsar tahminlere rağmen, dünyada nükleer silaha sahip devlet sayısının onlarca olacağı yönündeki öngörüler gerçekleşmedi.

Kaynak: https://fas.org/initiative/status-world-nuclear-forces/

ABD ve Rusya’nın Nükleer Silah Kontrolü

NPT’nin imzalandığı dönemde, hem ABD’nin hem de Sovyetler Birliği’nin (daha sonra Rusya) nükleer stokları on binlerce başlık içeriyordu. 1970’lerden itibaren ABD ve Sovyet/Rus liderleri, bu nükleer cephaneliklerin boyutunu sınırlandıran ve ardından azaltan bir dizi ikili silah kontrol anlaşması ve girişim üzerinde müzakere yürüttü.

Günümüzde, ABD 1.419, Rusya ise 1.549 stratejik nükleer savaş başlığını yüzlerce bombardıman uçağı ve füze üzerinde konuşlandırmış durumda. Her iki ülke de nükleer taşıma sistemlerini modernize etmeye devam ediyor. Savaş başlığı sayıları, 2021 yılında beş yıllığına uzatılan Yeni START Antlaşması’nın hükümleri çerçevesinde hesaplanmaktadır.

Ancak Rusya, 21 Şubat 2023 tarihinde antlaşmaya katılımını askıya aldığını duyurdu. Buna karşılık olarak ABD, bilgi paylaşımı ve denetimler konusunda sınırlayıcı karşı önlemler aldı. Yine de hem ABD hem de Rusya, 2026’ya kadar stratejik kuvvet konuşlandırmaları üzerindeki temel sınırlamalara bağlı kalacaklarını taahhüt etmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Çin, stratejik olmayan (veya taktik) nükleer savaş başlıklarına da sahiptir. Bu tür silahlar daha kısa menzilli, daha düşük tahrip gücüne sahip olup mevcut antlaşmaların kapsamına dahil değildir ve bu nedenle herhangi bir sayısal sınırlamaya tabi değillerdir.

Çin, Hindistan ve Pakistan; yeni balistik füzeler, seyir füzeleri ve deniz tabanlı nükleer silah taşıma sistemleri geliştirme çabalarını sürdürmektedir. Kuzey Kore ise geçmişte verdiği nükleer silahsızlanma taahhütlerine rağmen, nükleer programını ihlal ederek ilerletmeye devam etmektedir.

2024 yılı Mart ayı itibarıyla, dünyada nükleer silaha sahip ülkeler toplamda yaklaşık 12.100 nükleer savaş başlığına sahiptir.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir